Baysak konuya dair şunları söyledi: “Otomotiv endüstrisinin savunma ve havacılık endüstrisi ile ortak pek çok karakteri olduğu gibi farkları da bulunmaktadır.Her iki sektör ciddi bir kalite disiplinine sahiptir. Yetkin yetenekli insan kaynağına ihtiyacı vardır ve kullanır. Yüksek hassasiyette ve teknolojinin uç noktalarında faaliyet gösterirler. Teknoloji değişimi hızlıdır ve teknoloji ürünlerinin kısa sürede demode olma riski ile karşı karşıyadırlar. Bu nedenle teknolojik güncelleme yönetimini oluşturmak zorundadırlar. Uluslararası platformlarda sıkı müşteri isteklerini, istenilen nitelikte karşılamak ve tedarik güvenliğini oluşturmak zorunludur. Otomotiv; savunma ve havacılık sektörüne göre yüksek tempoda ve kitlesel üretim yapma alışkanlığındadır. Otomasyona dayalı yüksek kapasiteli üretim alt yapılarına sahiptirler. Ülkemizde otomotiv daha ziyade yan sanayii olarak geliştiğinden pek çok oyuncusunun sistem mühendisliği formasyonu, savunma ve havacılık sanayicisine göre eksiktir. Bu tespitin yanında bazı büyük otomotiv firmalarımızda oluşan özgün araç tasarım ve üretim yeteneğinin; savunma sektörümüzün kara araçları ihtiyaçları konusunda çok önemli katkılar sağladığı da yadsınamaz. Bu alanda dünya markası olmanın arkasında bu yetkinliğin getirilerinin olduğu herkes tarafından bilinmektedir. İki sektördeki benzerlikler ve farklar ile otomotiv sektörü; oluşan güçlü üretim alt yapısı, yetenekli insan kaynağı ile savunma ve havacılık sektöründe önce yan sanayici ve alt yüklenici olarak takiben sistemci olarak önemli katkılar sağlayacaktır.”
Son Güncelleme: 30.10.2013 08:12
sasad genel sekreteri sn. hüseyin baysak'ın tespitleri doğru olup otomotiv ve savunma sanayileri paralel ve birbirini destekleyen çalışmalarla (projelerle) birçok konuda işbirliği geliştirebilir.