Röportaj: Ümit UÇAR
Türkiye’nin teknoloji ekosistemini yapay zekâ, sivil teknolojiler ve mobiliteyle inşa etmeye hazırlanan devasa inovasyon üssü Bilişim Vadisi, yazılımların yerlilik ve millilik oranını artıracak çalışmalara gece-gündüz devam ediyor. Çok kısa bir sürede 100 bin gibi büyük bir istihdam hedefinin yüzde 10’unun gerçekleşmesi için altyapı sunan bölgenin, Türkiye’nin mega teknoloji koridoru olduğunu dile getiren Bilişim Vadisi Genel Müdürü Serdar İbrahimcioğlu, Sanayi TV’ye ekosistemin geleceğini anlattı. Dünyadaki büyük montanlı projeler örnek alınarak şekillenen Bilişim Vadisinin alelade bir TGB olmadığını vurgulayan İbrahimcioğlu, bölge vizyonunda mobilite, oyun-yazılım ve akıllı şehirler uygulamalarının bulunduğunu dile getirdi. 140 firmanın bölgede sinerji ürettiğini söyleyen İbrahimcioğlu, Vadinin çıpa şirketi olan TOGG’un göz bebekleri olduğunu ifade etti. AR-GE merkezi Bilişim Vadisinde olan TOGG’un nitelikli start-up’ların bölgede konuşlanmasını hızlandıracağını söyleyen İbrahimcioğlu, bölgelerinde tasarım merkezi ve açık hava laboratuvarı için de yatırım yapacaklarının açıklamasını yaptı. Oyun sektörüne yaptıkları yatırımları da açıklayan Genel Müdür, son olarak start-up’lara çağrıda bulunmayı da ihmal etmedi.
MİLLİ TEKNOLOJİ KALDIRACI
“Bilişim Vadisi, Türkiye’nin mega teknoloji koridoru kurma vizyonunun adıdır” diyen Serdar İbrahimcioğlu, Muallimköy’de merkezi bulunan bir TGB’den ibaret olmadıklarını ifade ederek, bölgelerinin, 2011’de Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan tarafından Amerika’daki Silikon Vadisi, Çin’deki İnci Denizi Deltası projesi, Rusya’daki Skolkovo gibi büyük alanlı ve büyük montanlı projeler örnek alınarak şekillendirildiğini belirtti. Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik öneminin teknolojiyle birleştirilmesi bağlamında kurgulanmış bir koridor olduklarını söyleyen İbrahimcioğlu, “Bilişim tamamen Türkçe bir ifade, bilgi ve iletişim teknolojilerinin birleşiminden oluşuyor. Kavram tamamıyla bizi ifade ediyor” dedi. Vadinin 2019 yılına geldiğinde de Türkiye’nin en büyük kapalı alanına sahip teknoparkı unvanını aldığını söyleyen Genel Müdür, “Aynı zamanda yaklaşık 3 buçuk milyon metrekare ile en büyük açık alana sahip teknoparkız” dedi. Temelinde 100 bin AR-GE personelinin istihdam edilmesi projeksiyonunun olduğunu söyleyen İbrahimcioğlu, “Şu anda 10 bin AR-GE personelinin istihdamı için altyapı oluşturulmuş durumda. Türkiye’de 170 bin ila 200 bin arasında AR-GE personeli var. Bu sebeple 100 bin çok önemli bir rakam. Vizyonumuz, Milli Teknoloji Hamlesi ile ulusal ve uluslararası alanda çığır açıcı projelere kaldıraç rolü üstlenmektir” diye konuştu. Kendilerini ileri teknolojide bir merkez üssü olarak konumlandırdıklarını ifade eden İbrahimcioğlu, “Bilişim Vadisi, teknokent ekosistemindeki istihdam, ihracat ve altyapı problemlerine yenilikçi çözümler getirerek katkı sunmaya devam edecektir” şeklinde konuştu.
“ÇIPA ŞİRKET” KAVRAMI
Çevrimiçi yaptıkları organizasyonlarla dijitalleşme sürecine önemli katkı sağlayarak örnek olduklarını ifade eden İbrahimcioğlu, “çadırını kap gel” temalı kamp programlarıyla da sektörel hızlandırıcılık mantalitesine yeni bir soluk getirdiklerini dile getirdi. Mega teknoloji koridorunun ana arterlerinin yollar olduğunu söyleyen Genel Müdür, Bilişim Vadisinin güçlü lokasyonuna dikkat çekti. Açılışının üzerinden henüz 1 yıl geçmeden bugün 140 firmanın Vadide faaliyet gösterdiğini söyleyen İbrahimcioğlu, bu girişimlerin göz bebeklerinden birinin TOGG olduğunu, elektrikli milli aracın tüm AR-GE süreçlerinin Bilişim Vadisinde yönetildiğini ifade etti. İbrahimcioğlu, “Biz, ulusal ve uluslararası anlamda bir mobilite merkezi olmak istiyoruz. Bilişim Vadisi, mobilite ekosisteminin baş aktörü olan TOGG’u da çıpa şirket olarak yerleşkesinde bulundurmaktadır” diye konuştu. Daha 1 yıl olmadan, pandemi sürecine rağmen 1.500’e yakın personelin bölgede istihdam edildiğini söyleyen Serdar İbrahimcioğlu, “Tüm sanayicilerin ve girişimcilerin teveccühünü aldık” dedi. TOGG örneğiyle çıpa şirket modelini açıklayan İbrahimcioğlu, “Büyük şirket veya şirketlerin yanında kümelenen girişimci ya da start-up ekosistemleri görüyoruz. Amacımız burayı gerçek bir start-up ekosisteminin oluştuğu alana evirmektir. Bu aynı zamanda yatırımcılar için cazibe merkezi haline gelmek demektir” diye konuştu.
SİVİLİZE BÖLGE
RAKİP DEĞİL, PAYDAŞ
Bilişim sektöründe yazılım ekosistemini geliştirmek için Türkiye Açık Kaynak Platformu’nun da proje yürütücüsü olduklarını ifade eden İbrahimcioğlu, “İki temel vazife üzerimizde; ilki lisans maliyetlerinin düşürülmesi için açık kaynak yazılımlarını yaygınlaştırmak ve insan kaynağı yetiştirmek, ikincisi ise kamuya ihtiyaç duyan lisans yazılımlarının ürün olarak çıkarılması. 750 öğrencinin eğitim göreceği 2 yazılım okulu açıyoruz birinci görevimiz kapsamında, 2021’in Şubat ayında devreye almayı planlıyoruz. Öğrenciler için 3 tane de proje belirledik, hamisleri şirketler ve üniversiteler. Yani uçtan uca tam bir projeden söz ediyorum” diye konuştu. Güçlü bir bölgede yer aldıklarını söyleyen İbrahimcioğlu, “Bizim kurgumuz bir üniversite teknoparkı olmak değil. TGB teşviklerini verebilen yer burasıdır. Diğer hiçbir TGB rakibimiz değil, aksine her biri paydaşımız ve ortağımızdır. Hatta birçok TGB’yle de birlikte yürüttüğümüz projeler de var. İYTE, GTÜ ve Kocaeli üniversiteleri ortağımız ve üçünün de TGB’si var. Mega teknoloji koridoru vizyonumuzu böylece besliyoruz. Oyun teknolojileri çalışmalarımızı Kocaeli Üniversitesi akademisyenleriyle çalışıyoruz. Bahçeşehir ve Sabancı üniversiteleri akademisyenleriyle imalat sanayi ve tasarım odaklı çalışmalar yapıyoruz. GTÜ’nün elektronik ve bilgisayar mühendisliği tarafında birlikteyiz, yapay zekâya ve veri analizine dönük de çalışıyoruz. Bunlar artarak sürecek. Mobilite tabanlı tarım kümelenmesi organizasyonumuz var” dedi. Her sektörde var olmanın önemli olmadığını söyleyen İbrahimcioğlu, “Bilişim Vadisi bir zemin kurar. Bir çatı şirketi değil, zemin şirketiyiz. Bu toprakta her türlü ağacın yetişmesine açığız. GOSB Teknoparkla da kafa kafaya çalışıyoruz. GTÜ TTO da firmalarımıza hizmet veriyor. Mesele teknoloji transferidir” diye konuştu. İbrahimcioğlu, “TOSB ile Pusula programı adı altında çevrimiçi mentorluk sürecini başlattık. OSB’lerimiz, TGB’lerimiz ve firmalarımızla iş birliklerimiz yoğun olarak sürüyor. Endüstriyel ölçekte tasarım ve kümelenme merkezi açacağız. Çok ciddi bilgisayar altyapısı kurduk. Sanayicimiz de bu hizmetlerden faydalanacak. Verimli sonuçlarını önümüzdeki yıl paylaşacağız inşallah” dedi.
“OYUNA GETİREN” DAVET
TOGG’un ve Bilişim Vadisinin birbirlerine katkılarından bahseden İbrahimcioğlu, “Yerli, milli ve elektrikli aracımız, Türkiye’nin hem AR-GE camiasına, hem de vatandaşlarına büyük enerji kattı. TOGG, mobilite başlığı altında bölgemizin çıpa şirketidir. Yani TOGG CEO’su Gürcan Bey’in de ifade ettiği gibi, TOGG start-up’ların uygulama platformudur. Bu ifade bile, birçok start-up’ın bölgemizde yer almasına vesile oldu. Gürcan Bey’in ifadesiyle anlatayım; Bilişim Vadisi, hem otomotiv sektörüne yakın olması, hem teknoloji odaklı alanda yer alması, hem de ortak çalışmaları kamçılayan yönetimin varlığı sebebiyle bir tercih sebebidir. Burada çalışmalarımıza devam ediyoruz” açıklamalarını yaptı. TOGG’un 2030’daki vizyon planı çerçevesinde start-up’larıyla kuracağı ilişkisinde Bilişim Vadisinin aktif rolünden bahseden İbrahimcioğlu, “Bazı firmalarımız TOGG’un tedarikçisi. Katkımız önemli. Otonom araç teknolojileri önemli, sponsoru olduğumuz Robotaksi’nin otonom yarışlarının olabilmesi için burada bir test parkuru kurduk, yani, altyapıyı sunmuş olduk. Test deneyim merkezinde ücretsiz danışmanlık veriyoruz. Adımlarımızın meyvesini 5-10 yılda alacağız” dedi. Bugün en fazla oyun geliştirme datasının Bilişim Vadisinde olduğunu ifade eden İbrahimcioğlu, sektördeki birçok oyun geliştiricisinin bilgilerinin kendilerinde var olduğunu belirtti. Rollic Games ve Game Peak ile sektörde ciddi bir farkındalık yarattıklarını söyleyen Genel Müdür, “Her bilgisayar 1 şirket demektir, biz de oyun geliştiriciler için güçlü bir oyun atölyesi kurduk. Unity gibi oyun motorlarıyla anlaştık. Ücretsiz eğitimler verdik. 70 sektör uzmanını davet ettik, oyunlara altyapı kurduk. Satış platformlarıyla çalışmalar yaptık. Google Play dâhil, önemli kuruluşlarla anlaşmalar yaptık. Oyun sever arkadaşlarımızı publisher’larla tanıştırdık. Birçoğu oyunlarını yayımlayarak ciddi paralar kazandı. Sektör, ülkemizin istihdam haritasına büyük katkı sağlayacak. Ayrıca tasarım altyapısına da katkı sunulacak. Oyun ve animasyon sektörünü ciddi manada destekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
START-UP’LARA ÇAĞRI
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2023 vizyon belgesinin girişimcilik ekosistemine ayrı parantez açtığını hatırlatan Serdar İbrahimcioğlu, 10 Turcorn hedefinin hayata geçirilmesi amacından da bahsetti. Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF)’nun ekosistemi geliştirme yönünün bilincinde olarak bir sorumluluk aldıklarından bahseden İbrahimcioğlu, “1 yıl sonra 2020 yılında, kamunun kurduğu fonlardan en büyük 3’üncüsü olan 100 milyon sermayeli GSYF’yi de kurmuş olduk. Fonun büyüklüğü artacak. 2021’in ilk çeyreğinde ilk desteklerimizi vereceğiz. Girişimci değerlendirmelerimizi yapmaya başlıyoruz. Çağrılara çıkarak tüm Türkiye’deki girişimcileri bu havuz içine toplayacağız. Buradan bir çağrı da yapayım: 100 milyon TL’lik fonumuz, sivil teknolojiler alanında çalışan, kurumsal niteliği güçlü, ölçeklenme aşamasındaki, uluslararası hedefleri olan girişimcilere açık bir fondur. Web sitemiz aracılığıyla buradan başvurularını yapabilirler. Böylece daha nitelikli start-up’ların doğması da söz konusu olacak” bilgisini verdi.
TÜRK 4.0’I: HAMLE
Dijital dönüşümün önemini herkesin kavradığına değinen İbrahimcioğlu, “Bunda salgın sürecinin büyük bir etkisi var. Ülkemiz duruma adapte olabildi. Fakat bu aşamada dijital dönüşüm araçlarına ulaşabilme kısmı önemli. Mental olarak hazırız, fakat yazılım-donanımlara henüz yüzde yüz sahip değiliz. Bunların yerlileştirilmesini arzu ediyoruz, Almanya menşeli Endüstri 4.0 tanımını bile Milli Teknoloji Hamlesi ismiyle yerlileştirdik. Japonya’da Toplum 5.0, Amerika’da ise manufacturing ismiyle anılıyor bu yeni dönem. Araçlara erişim konusunda ise lisanslı yazılımlarımız yok, dışarıdan alıp ciddi ücretler ödüyoruz. İmalat yapılacaksa o imalatlar için yazılım yüklenmesi şarttır. Uçtan uca dijital dönüşüm sağlayacak bu araçların ne kadarına sahibiz sorusu bence temel soru. Yazılımların yerlilik ve millilik oranını artırmak bizim en temel sorunumuzdur” ifadeleriyle Milli Teknoloji Hamlesi’ne işaret etti. Bakanlığın strateji belgesinde 5 ana başlıktaki teşvik programlarını hatırlatan İbrahimcioğlu, “Bunlardan biri, imalat sanayi için gereken yazılımların yapılmasıdır. Hamle programı da teknolojik ürün çıkarabilecek firmalarımıza destek mahiyetinde önemliydi, birçok firmamız destek aldı. Yazılım alanında hızlı ilerlemek için, bir teşvikin başarılı olması için uçtan uca hale getirmek gerekir. Ürünün üretim noktasından nihai kullanıcıya ulaşana kadar teşvik etmek gerekir. Dijital dönüşümü uçtan uca destekleyecek sistemi bizatihi çalışmak gerekir” dedi.